31 Mart 2014 Pazartesi

Aşk'la Kahvaltı...

Biz bu pazar kendimize şöyle en güzelinden bir kahvaltı hazırladık.  
Benim diyette bu kahvaltının karşısında koşarak uzaklaşıverdi tabii ki . 
Haftaiçi çalışıyor olduğumuz için pazar günleri kahvaltısının bizim için değeri çok büyük.
 Haftaiçi orada burada bloglarda instagramda gördüğüm pankeki bir de ben deneyeyim dedim. Denemeseymişim keşke . Annem duymasın sanırım üç dört adet yiyiverdim. 



 Malzemeler 
2 adet yumurta
 2 su bardağı süt
 50 gram margarin ya da tereyağı 
1 paket şekerli vanilin
 1/2 paket kabartma tozu 
1 çay bardağına yakın toz şeker 
2 su bardağına yakın un





Önce şekerle yumurtayı bir güzel çırpıp ardından diğer malzemeleri katalım.
 Tahin kıvamında bir hamur olması gerekiyor. 
Isınan teflon tavaya bir kaşık yardımıyla istediğimiz büyüklükte aktarıp önlü arkalı pişirelim.
 Balla reçelle bilhassa çikolatayla mükemmel bir birleşim oluyor.
 Servis sırasında üzerine pudra şekeri serpersek görüntüsü de cici oluyor .
 Gerçi görüntü bu şekilde de ağız sulandırıyor.
 Kalabalık bir kahvaltıda muhakkak deneyin. 
Afiyet bal şeker olsun.
Mutlu haftalar dilerim herkese...



 Tuğçem'den Sevgilerle.....

21 Mart 2014 Cuma

Aşk ' la Bir Akşam....

Benim Ömrüme...
Bir kaç yıl öncesine kadar bambaşka bir hayattaydım , senden hemen önce.
Anne babamın dizinin dibinde oradan ayrıldığında ne yapacağını bilemeyen hatta oradan ayrılmak istemeyen.
Şimdi ise onsuzluğa düştüğümde öksüz kalan ben...
Şimdi aramıza en uzun ayrılığımız girecek , dönüşün hayırlı olduğu için buna katlanmak için elimden gelen bütün çabayı göstereceğim...
Bu ayrılık başlamadan önce evimizdeki son akşam yemeğinde seni güzel uğurlamak istedim..

Aşk ... 
Ne amansız bir hastalıkmış öyle.
Duamdır , Rabbim herkesi aşka düşürsün...


Kıyafetlerimiz bu sofra için pek de uygun olmasa da gönlümüz ve aşkımız bunun için fazlasıyla uygundu.
Gerçi sevdiceğim balığı pek sevmese de tabağına ne kadar koyduysam yedi.
Sanırım evlilik aşkı öldürüyor.
Evlilikten sonra insan gerçekten sevgiyi buluyor, gerçekten sevmeye başlıyor.


Sevgimizin her geçen gün kat be kat artması dualarımla.
Seni Seviyorum Bay T..


Tuğçem 'den Sevgilerle...







20 Mart 2014 Perşembe

MISIR EKMEĞİ

Geceden yaptığım keklerin , kurabiyelerin , ekmeklerin kokusuyla uyanmak , güne bu kokularla uyanmak kadar hiçbir şey mutlu etmiyor sanırım beni.
Sabahları işte olduğum ve sürekli internette olduğum için günümün yarısını yepyeni tatların tariflerine bakarak geçiriyorum. Eve girer girmez de kendimi hemen mutfağa atıverip bazen işi de abartarak gece yarılarına kadar kendi limitimi aşıp bünyeme zarar şeyler yapıyorum.

Dün de yine birkaç gündür dikkatimi çeken elimde de malzemesi hazır olan bir tarifi yapmaya karar verdim.
İyi ki de yapmışım ki hayatımda yediğim en güzel ekmekti kendisi.
Sevgili anneciğimin ( biz teyzeme anne teyzemin çocukları da benim anneme anne der.) Karadeniz den getirttirip benim de az birazcık çaldığım mısır ununu ne yapsam diye düşünüp duruyordum.Herhalde bu ekmekten daha güzel hiçbir şeye bu kadar yakışmaz mısır unu.


Malzemeler
150 gram mısır unu
150 gram buğday unu
100 ml. ( 1 su bardağı süt )
10 gram kabartma tozu
5 gram toz şeker
10 gram tuz
2 adet yumurta
50 gr eritilmiş tereyağ


Önce toz malzemeleri ( unları, tuzu, kabartma tozunu, toz şekeri) daha sonra da kalan malzemeleri yavaş yavaş karıştırın.


Yağladığınız kek kalıbına boşaltıp üzerine dibine kadar inmeyecek ama piştikten sonra da belli olacak kesikler atın.
Önceden ısıtılmış 160-170 derece fırında yaklaşık 25-30 dk. pişirin.
Dilimleyerek servis yapın.


Birkaç adet de denemek için muffin kalıplarında yaptım.
Tek kelimeyle iki türlü de görüntüsü de tadı da muhteşemdi.
Kendim yaptım diye demiyorum ( tabii muhakkak bununla da bir ilgisi vardır :) ) hayatımda yediğim en güzel ekmekti.Her ne kadar anneciğimin yaptıklarının eline su dökmese de..



Tarif sevgili Tümayın Mutfağı'na resimler ve anlatım bana aittir.


Tuğçem'den Sevgilerle....








19 Mart 2014 Çarşamba

Çokoprens Kurabiye


Yaz ile kış arasında geçen havalarda sanırım biraz daha yorgun hissediyor insan kendini. Adaptasyon sorunu olabilir diye düşünüyorum. Vücut kendini hava şartlarına uydurmaya çalışırken doğal olarak efor sarfediyor.

Ben de bu ruh halindeyim az birazcık . ( tamam tamam fazlasıyla bu haldeyim. )

 Kendimi biraz bu durumdan kurtarabilmek adına akşamın bir yarısı mutfağa atıverdim kendimi.

Prensim için çokoprens..En sevdiğime en sevdiğinden yapayım dedim.
Bay T ' nin en sevdiği hatta markete girdiğimiz zamanlarda ilk elini attığı şeydir Çokoprens bisküvi :)

Bir kaç hata ile yapıverdim. Detoksta olduğum için ben tadına bakamadım ama Bay T beğendi. :) ( detoks programım işe yararsa ve devam ettirebilirsem sizinle de paylaşacağım. Yaz gelirken fazlalıklardan kurtulmak lazım.) Bu da benim için yeterli zaten.

Malzemeler
250 gr margarin veya tereyağı
1 su bardağı pudra şekeri
1 çay kaşığı vanilya özütü veya 1 paket vanilya
1/4 çay bardağı sıvıyağ
Alabildiği kadar un ( 4,5 - 5 su bardağı kadar .)


Tüm malzemeyi bir kabın içerisine alıp kulak memesi kıvamında bir hamur yapıyoruz.
Hamuru 10 dk. dinlendiriyoruz.
Dinlenen hamuru çok ince olmayacak şekilde açıp bardakla veya kalıbınız varsa kalıpla kesiyoruz.
Yağlı kağıt serdiğimiz fırın tepsisine kestiğimiz hamurları alıp üzerlerine kürdanla ya da çöp şişle delikler yapıyoruz.
Önceden ısıttığımız 175 derece fırında üzerleri hafif kızarana kadar pişiriyoruz. Aman ha dikkat yanmasın.


 


Kurabiyelerimiz soğuduktan sonra 1 tanesini alıp içine nutella sarelle gibi kahvaltılık çikolatalardan sürüp ikinci kurabiyemizi diğerinin üzerine kapatıyoruz.
Afiyet olsun.



Not : Hamuru ben biraz sert yoğurmuşum. Un eklerken kıvamına dikkat ederek ekleyin. Bir anda unun hepsini katmayın.
Bir not daha: Tarif pastacı kıza resimler ve anlatım bana aittir.

Afiyet olsun.


Tuğçem'den Sevgilerle..



15 Mart 2014 Cumartesi

Tarçın Kokulu Elmalı Kek-.

Bu sabah mis gibi tarçın kokularıyla uyandım.
Gecenin bir yarısı aşkla , heyecanla yaptığım elmalı kekim bütün gece bütün sabah evimin tarçın gibi kokmasının sebebidir. Tadına kesinlikle söz söyleyemem. Hala kokusu burnumda , tadı  damağımda..


3 yumurta
1,5 su bardağı şeker
1 su bardağı yoğurt
1 çay bardağı sıvı yağ
1/2 limonun suyu ( biraz da kabuğundan rendeleyebilirsiniz.)
2,5 su bardağı un
2 paket ( 1 tatlı kaşığı ) karbonat
1-2 tatlı kaşığı tarçın 
3 elma

Yumurta ve şeker köpük köpük olana kadar çırpılır.
Daha sonra sıvı yağ , yoğurt , limon suyu eklenip karıştırılmaya devam edilir.
En son olarak karbonat ve un eklenip hamurumuz tamamlanır.
Elmaları soyup üste gelecek olanları ince , ortaya gelecek olanları da biraz daha kalın dilimleriz.
Tepsiyi yağlayıp hamurun yarısını tepsiye yayıp elmaları dizeriz , kalan hamuru da ekleyip üstüne de kalan elmaları dizeriz.
Elmalarımızın üzerine tarçınımızı da serptiğimiz zaman işlem tamam. Ben tarçının içine 1 tatlı kaşığı da şeker koydum ( kaloriler tavan yapsın diye. )

Önceden ısıtılmış 175 derece fırında pişer bu mis tarçın kokulu elmalı kekimiz.
Yarım saatten biraz fazla sürede pişiyor.

Afiyet olsun..


Not: Eskiden kek pişmiş mi diye kontrol etmek için bıçakla bakardım kekimin şekli heba olur kek ordan puff diye iniverirdi. Şimdi kürdanla bakıyorum pişmiş mi diye.

Mutlu hafta sonları.


Tuğçem'den Sevgilerle....



7 Mart 2014 Cuma

Patatesli midye börek.

Dün akşam yine benim hamaratlığım tuttu.Arada yapıveriyorum böyle şeyler.
Öyle çok yorulmuşum ki akşam uzandığımda kemiklerim çıt çıt ediyordu.
Ama değdi , öyle güzel şeyler yaptım ki öylesi bir yorgunluk bile gözle görülmüyor.


Ablasından öğrendiğim böreğin bu defa patateslisini yapayım dedim.
Genel huyumdur yeni öğrendiğim şeyleri hem kendim hem de evdekiler bıkana kadar yaparım.
Bu börek de yeni favorim.
Ablası sağolsun her bildiğini benimle paylaşıyor... ( seni seviyorum :) )


Bütün yapım aşamalarıyla çektim ( bana da whatsapp dan bu şekilde tarif edildi.)
İçine istediğiniz malzemeyi kullanabilirsiniz.Ben patatesli yaptım.Patatesli börek ya da poğaça yaparken patatesleri haşlamak yerine rendeleyip soğanla ve baharatla kavuruyorum.Bu şekilde daha çok seviyorum.

Malzemeler
4 adet yufka için;

Harç Malzemesi:
1 su bardağı süt
2 yumurta
1 çay bardağı sıvı yağ

İç Malzemesi :
2 rendelenmiş patates
2 kuru soğan
Baharatlar ( istediğiniz)
Tuz , salça , sıvıyağ

Üzerine 1 yumurta sarısı


Yufkalar dörde bölünür , harcı yufkanın her yerine sürülür.
Ortadan parmağınızla çekip birleştirin.  


Çevirip iç malzemeyi koyun ve sarın.



Bütün yufkaları bu şekilde sarıp üzerlerine harçtan daha sonra da yumurta sarısından sürüyoruz. 


Önceden ısıtılmış 180 C fırında üzerleri kızarana kadar pişiriyoruz.


Benim elimin ayarı pek yoktur. İçi benim gibi çok yaptıysanız buzluğa atıp daha sonra kullanmak için saklayabilirsiniz. Saklayacağınız malzemeleri buzdolabı poşetlerine yassı bir şekilde koyup da saklarsanız geri çıkardığınızda hem daha kolay çözülür hem de istediğiniz kadar almanız daha kolay olur.
Bu da anneciğimden öğrendiğim bir şey.
Kıymaları veya etleri de bu şekilde saklayabilirsiniz. 



Şu sıralar yoğun günler geçiriyoruz Bay T ile...
İnşallah hayat düzene giriyor , mutlu ve daha güzel günler bizi bekliyor...
Dualarınızı esirgemeyiniz dostlar bizden..


En bi kocamanından musmutlu haftasonları dilerim.


Tuğçem'den Sevgilerle....



3 Mart 2014 Pazartesi

Hayat Bir Dans.


Hayat bir dans. Ve sen o dansın asıl yıldızısın... Unutma...!
Bir kitapta okumuştum , ismini hatırlamıyorum ama hayatı çok güzel anlatmış , paylaşmak istedim.
Hayat bir oyun diyordu kitapta ve siz bu oyunun esas kahramanısınız.
Oyun için size jetonlar veriliyor ; ve siz ister atonlarınızı kullanıp kendi oyununuzu kendiniz oynarsınız veya başka birinin oyununda figüran olursunuz.. Jetonlarınız cebinizde pişmanlıklarınız kalbinizde.
Bu oyunu jetonlarınız cebinizde bitirmeyin.Doya doya yaşayın hayatınızı.

Her yeni günün size verilen bir hediye olduğunu unutmayın.Hediyeler kıymetlidir , Sizde hayatınıza kıymet verin ve doya doya yaşayın.Hergün yeniden doğuyoruz , ölümden yaşama dönüyoruz. Biz mucizeyiz , kıymetliyiz.Başkalarının kıymetinizi bilmesini beklemeyin.Herkes kendi oyununu oynamaya ,kendi dansını yapmaya geldi bu dünyaya. Herkes üstündür bir diğerinden , herkes en kıymetlidir.

Hayat bazen istediğiniz gibi gitmiyor. Keşkeleriniz , pişmanlıklarınız , hayal kırıklıklarınız had safhaya geliyor bazen.. Can kırıklarınız oluyor ; canınız en derininde büyüyor , büyüyor daha da bir acıtıyor canınızı... Tıpkı benim şu anda yaşadığım şey gibi..

Hayat bir dans... Ve sen o dansın yıldızısın...
Herkes kendi dansını yapmak için geldi bu sahneye..
İnsanoğlu ölümlü bu dünyadan ne zaman göçedip gideceği belli değil , kimse bilemez..Bu sebeptendir ki her anınız son olabilir. Son dansınızı güzel yapın.






Bu sizin sıranız...
Hayatını pişmanlıklar sarmadan önce silkinin ve kendinize gelin.
Bu hayat vazgeçmek için çok kısa...
Cebinizde jetonlarınız , kalbinizde kayal kırıklıklarınız son dansınızı yapmadan çekip gitmeyin bu dünyadan.

Boşverin onun bunun ne dediğini...
Siz kendiniz için varoldunuz..
Bu oyunun başrol oyuncusu bu dansın starı sizsiniz.
İnsanız kimbilir neler biriktirdik içimizde ne acılarımız var.(kendimden biliyorum inkar etmeyin.)
Unutun onları geçmişi unutmadan bugünü yaşayamazsınız.
Kimsenin sizi üzmesine izin vermeyin ; buna kimsenin hakkı yok.
Ne hayaller biriktirdik içimizde ne umutlar yeşerdi yeşerdi çürüttük yine kendimiz en derinimizde.

Vazgeçmeyin , vazgeçtiğiniz anda biter herşey..

Bugün hayatımın bundan önceki 23 senesini silip yeni bir hayata başlangıç yapıyorum.
Hayal kırıklıklarım , pişmanlıklarım keşkelerim..Yoklar onlar artık.
Her şeye sıfırdan başlıyorum.
Bundan sonra hayallerim , isteklerim , yeni başlangıçlarım var.Benim hayatım var , ben olmak var.
Ne çok ağladık , ne çok acı çektirdik kendimize , birbirimize..
Bunu yapmayın kendinize... Yapmayayım bunu kendime.

Bu benim dansım... Bu dansın yıldızı benim...
Bir liste çıkarın kendinize... Dansınız sonlanmadan önce yapmak istedikleriniz..
Kocaman bir liste yaptım kendime.
İstediğiniz yerinden başlayabilirsiniz listenizin , yeter ki yapın...!
Hayalleriniz ve mutluluklarınız olsun bundan sonra kalbinizde...
Es geçmeyin bir tek adımı bile.
Kendinizden ödün vermekten vazgeçin..

Gülmek istiyorsanız gülün...
 Koşun , sokak arasında çocuklarla ip atlayın kahkahalarla ...
 Atın hayatınızdaki fazlalıkları...
 O mağazanın önünden her geçtiğinizde içinizin gittiği elbiseyi alın , olamıyorsanız içine olun.
Sevin..
Seviyorsanız gidin söyleyin , keşkeler biriktirmeyin içinizde...
Müziğinizi tamamlayın, yeni melodiler katın hayatınıza..
Yeni mucizeler getirin dünyaya , anne olun , baba olun...
Çıkın sokaklara sabahın çiğ vaktini çekin ciğerlerinize..
Hayallerdir insanı var eden..


Bu benim dansım , benim hayallerim , benim müziğim , benim oyunum.
Bu dansın yıldızım benim.
Hayattan vazgeçmeyin.Hayallerinizden vazgeçmeyin.
Hayallerinizden vazgeçmek kendinizden vazgeçmektir.

Ben bunu bugün yapmaya başlıyorum.Size de bir dost tavsiyesidir bu.

Jetonlarınız cebinizde can kırıklarınız batarak kalbinize bitirmeyin bu dansı.


Tuğçem 'den Sevgilerle...!